Dublaj

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

Türkçe seslendirilmiş yabancı filmleri göstermeyen televizyon kanalımız yok Allah’a şükür! Buna itirazımız yok da, biliyorsunuz bu filimler sayesinde yeni bir Türkçe türedi: “Tercüme Türkçe’si!..” İşte, üşenmedim onlarca yabancı filmi izledim ve Tercüme Türkçe’sinde en sık geçen sözcüklerden bazılarını sizler için derledim. İşte size bir güldeste:

- Kahretsin George!..
- Yapma Rita!..
- Ah çok etkilendim..
- Bu işler nasıldır bilirsin ahbap!
- Yapma dostum bilirsin işte!
- Nalet olsun, sen ne bilirsin ki?
- Nalet olası, bu harika bir hikaye!
- Ben senim kabusunum.
- Unut gitsin dostum
- Hayır tam olarak değil
- Hadi dostum, bu hiç adil değil…
- Sanırım yağmur yağıyor
- Sanırım ıslandın
- Bakalım doğru anlamış mıyım ahbap
- Seni duydum kahrolası
- Şu şüpheli zenci tam olarak neye benziyordu?
- Senin neyin var Tanrı aşkına?
- Gidip sana bir içki getireyim…
- Canın cehenneme dostum!… Hiçbir şeyi unutmaz mısın sen?
- Hadi dostum, git kendine bir hayat kur
- Hey dostum, git kendini becer
- Kendine ve bana bir iyilik yap da olanları olmamış gibi unutmaya çalış.
- Hey dostum, işte buna bayılacaksın
- Ne derler bilirsin işte ahbap
- Aman Tanrım! Aman Tanrım, işte buna inanamıyorum.
- Hiç sormayacaksın sandım.
- Pekala dostum, bu bayana merhaba de
- Tanrı kahretsin, seni seviyorum nalet olası!..
- Aman Tanrım! Nalet olası, işte bu sensin dostum!.. Evet evet sanırım bu sensin!
- Zaten abiler bunun içindir.
- Bakarsın, bazen hayatta bazı şeyler olur ve sen tamam dersin oldu işte.
- Bazen hayatta bazı şeyler olur, sonra keşke hiç olmasaydı dersin.
- Pekala, bakalım elimizde ne var?
- Ah, seni gördüğüme sevindim…
- Esmer bir Kafkas erkeğinden bahsediyoruz burada ahbap…
- Hey, çabuk biri bir doktor çağırsın hemen!
- Biri burada ne olduğunu anlatsın.
- Aman Tanrım, bütün bu insanların nesi var Tanrı aşkına.
- Ne!.. ne!.. ne!.. Hadiii!.. Hadi!.. Yapma dostum, bilirsin işte hadi..
- Geber dostum!.

Öğrencinin Sözlüğü

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

Atmak : Ders anlatmak
Asmak : Sözlü günü yapılan gezi
Cesur : Kopya çeken kimse
Çöp Kutusu : Basket potası
Dalga Geçme : Ders dinleme

Disiplin : Öğretmenin kozu
Esnemek : Ders esnasında ortaya çıkan bulaşıcı hastalık
Felç : Karnenin alınmasıyla baş gösteren hastalık

Gardiyan : Nöbetçi öğretmen
Hastalık : Mazeret
Hayır Sever : Kopya veren
Okul : Hapishane
İnekleme : Çok ders çalışma
Karne : Loto Kuponu
Şaşkın : Yeni öğrenci
Tebeşir : Cephane
Komedi : Yazılıların açıklanması
Veli : Ara karneden bile haberi olmayan gariban
Çıkış Zili : Can kurtaran
Sözlü : Ecel teri,mizan terazisi
Not Defteri : Loto kağıdı
Öğrenci : Hilkat garibesi,zavallı
Öğretmen : Ahiret sualcisi
Sınıf : Muhabbethane
Ödev : Angarya
Vurgun: (Kopya sonucu)tam not alma
Bayram: Dersin boş geçmesi
Ecel: Yazılı sınavı
Can pazarı: Bütünleme sınavı
Eyvallah: 5 aldıktan sonra duyguların ifade edilmesi
Fatura: Karne
Fedai: Gönüllü sözlüye kalkan
Geviş getirmek: Öğrencinin bilmediğini anlatmaya başlaması
Külfet: Kitap taşıma
Ö.S.S.: Ön silkeleme sınavı
Aforoz: Okuldan atılma
Fuzuli: Ev ödevi
Arkadaş: Sınav anı yaklaştıkça kuvvetlenen dostluk ve kardeşlik bağı
Sınav: Kabus
Uyumak: İki tenefüs arası sosyal faaliyet
Zil: Kurtuluş çıngırağı
Gırtlak: Hocaların boşuna patlattıkları organları
Kütüphane: kitap mezarlığı
Sınıf Geçmek : Tahayyül
Sınıfta Kalmak : Küme düşmek
Teneffüs : Kudurma saati
Giriş Zili : Cenaze marşı
Masal : Anlatılan ders
Enflasyon : Notların öğretmen tarafından düşürülmesi
Devalüasyon : Öğretmenlerin kolay sorarak başarı oranını yükseltmeleri
Vaka-ı Vakvak : İyi bekleyip düşük alan öğrencilerin sözleri
İstenmeyen Gün : Pazartesi
İstenen Gün : Cuma
En İyi Haber : Hoca Yok, ders boş, vallaha…


En güzel komik duvar yazıları

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

Avrupa’dan gelen soğuk hava dalgası, ülkemizi etkisi altına aldı.. Yok abi, Avrupa bizi sevmiyor işte, kabul edelim artık!..
Uzun lafın kısası : U.L.
Oyunu ayakta alkışladım, oturacak yer yoktu…

Cinayet masası, idam sehpası, elektrikli sandalye, ölüm döşeği… Bu ev pek tekin değil hanım.. Yürü gidelim…
Zencinin biri denize düşerse ne olur? Tabii ki ıslanır..
Yumurtanı sahanda mı yersin? Yoksa deplasmanda mı?
Alfabe artık 28 harf, “O” şimdi asker!

Ağrı kesicin varda, Erciyes kesicin de var mı?
Volkswagen Pass-at , Şahsi oynama !
1 , 2 , 3 TIP!.. Hayır!?! 1, 2, 3 Mühendislik !
Her hakkı saklıymış. Bende de bunca Hakkı nerede diyordum.
Maaş 250 milyon mu? Aaa başlarım böyle işe haa..
Atı alan Üsküdar’ı geçti. Biz takibe devam ediyorum merkez. Tamam!..
Kedi ulaşamadığı ciğere mundar der. Ondan sonra “Konuşan kedi” olarak çok meşhur olur.
Kızımı ne doktorlar, ne mühendisler istedi. Bizde baktık evde kalacak,size verelim dedik, berber bey oğlum!..
Sigaraya ayrı, içkiye ayrı paramı veriyorsun. Tütün kolonyası iç…
Seni görünce gözlerim dolar, kulaklarım mark.
Kadın hakkı diye bir şey yoktur. Çünkü Hakkı erkek ismidir…
Ağlarsa anam ağlar gerisi playback yapar…
Kendim için bir şey istiyorsam namerdin Allah’ım anneme güzel bir gelin nasip et!! Aminnnnnn…
Yıkanan Ton’a ne denir? Washington!
Geçen gün bir taksi çevirdim, hala dönüyor!
Cin Ali mavi mürekkebe düşerse ne olur? Blue Jean.
Kitabım evde kaldı. Aaa ben kitabını evli sanıyordum!
Basamakta durmayın otomatik kapı çarpar, böler, karekökünü alır…
Bak Barbie’ciğim,sen daha çok TOY sun.
Türkiye’de en demokratik olay, trafik kazaları; herkes eziliyor…
Tüh!.. Amortiyi tek rakamla kaçırdım yine…
Oğlum,senin zayıflaman için daha 40 fırın ekmek yemen lazım..
Suçlu ayağa kalk!..Çocuklu bayana yer ver!..
Daha son kullanma tarihine çok var, Yavaş iç şu meyve suyunu…
Beni deniz tutar, Ali tutar, Cem tutar.. Severler beni..
Bayram değil, seyran değil.. Allah Allah!… Bir türlü çıkartamadım sizi..
Hava korsanı uçağı kaçıracaktı,yapamadı.. Çünkü; uçağı kaçırdı…
Çingeneler Amerika’yı nasıl okur? ABE DE..
Ödümü patlattın.. 80 yıla kadar ölürsem sebebi sensin.
İyi ki İtalya’da doğmamışız! Neden? Çünkü İtalyan’ca bilmiyoruz!
Sizin araba ne malı? Alman malı! Bizimki de kliMALI!
Yangın dolabını açarsan ne olur? Yang kızar…
Adamın biri yarın ölücem demış. Yarmışlar hakikaten ölmüş…
İnsanları niye kafasına su dökerek uyandırırlar? Çünkü suyun kaldırma kuvveti vardır.
Köfteyle möfte arasında ne fark vardır? Biri kıymadan yapılır diğeri mıymadan…
Geçen gün ben kamyonu sürdüm, Leonardo da Vinci…
Fransızların nesi eksiktir? “Fran”ları tabii ki!
Çok iyi göbek atan kazana ne denir? İyi oynayan kazansın!
Tem otoyoluna muz düşerse ne olur? TemMUZ…
Yerin kulağı war benim de kulağım war. Ben yer miyim? Hayır yemem…
Bir adam karısını dövüyormuş, kapı çalmış karısını dövmeye bırakmış, neden? Eşek sudan gelmiş.
Tomi’nin annesi kimdir? AnaTOMİ
Adam bilgisayar başında uyuyakalmış. Ertesi gün nezle olmuş. Neden? Windows açık kalmış.

Olimpiyatlar İstanbulda

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

Olimpiyatlar bizimdir bizim kalacak.
kısa kısa..

* İstanbul Olimpiyatları görkemli bir törenle açıldı…Olimpiyat
meşalesine gaz verilmesi unutulduğu için yaşanan bir buçuk saatlik gecikme
süresinde, Gülben Ergen ve Pınar Eliçe dönüşümlü olarak konser
verdi…Uygur kardeşlerin esprileriyle süslenen konser sonrasında çeşitli
kafilelerden 459 sporcu Türkiye’yi terk etti.

* Olimpiyat meşalesi yakıldı fakat aniden çıkan lodos sonucu
söndü… meteoroloji yetkilileri ve spordan sorumlu devlet bakanı, canlı
yayında birbirlerini şerefsizlikle suçladılar.. Olimpiyat meşalesinin
yerine geçici olarak camekan içinde mangal ateşi konuldu.

* Olimpiyatların simge hayvani martı remzi, oyunların besinci gününe
yetiştirildi. Bilindiği gibi daha önce kedi cavit, lüfer muhittin ve deli
dana volkan düşünülmüş, son andan ihaleye simit mafyasının karışmasıyla
martıda karar kılınmıştı..

* Olimpiyatların ilk altın madalyasını atıcılık dalında porto riko
kazandı. Ödül töreninde porta rikonun ulusal marşı bulunamadı, Sezen
Cumhur Önal mikrofona ıslıkla porto finoyu çaldı.. Aldıkları aşırı alkolün
etkisiyle, hedef tahtalarına tribünden ateş eden ünlü kabadayı Gebzeli
Fuat ve dört adamı göz altına alindi.

* Olimpiyat köyüne kaçak olarak girip, sporcular için yapılan evlere
yerleşen 82 aile olimpiyat jandarması tarafından zor kullanılarak
çıkarıldı.. Memduh papatya isimli yurttaş, jandarmalara saatlerce
direndikten sonra Polonyalı iki güllecinin de yardımıyla etkisiz hale
getirildi.

* Kumkapı’da hesaba itiraz eden Nijeryalı 400 metreci Uho Maçinki,esnafla
küfürleşti.. Olayin büyümesi üzerine, koşarak uzaklaşan Maçinki, görgü
tanıklarının şahitliğiyle 400 metrede dünya rekorunu kirmiş oldu..

* Olimpiyat köyüne yolcu taşıma konusunda çekişme yasayan Bakırköy ve
Sirinevler hattı dolmuş şoförleri taşlı sopalı meydan kavgası etti, 17
kişi yaralandı..

* Kürek yarışları için Boğazda mücadele eden sporcular, panama bandıralı
bir şilebin altında ezilme tehlikesi geçirdiler..Spordan sorumlu devlet
bakanıyla boğaz geçis yetkilileri canlı yayında birbirlerini
haysiyetsizlikle suçladılar…Kürek yarışının birinciliği panama bandıralı
şilebe verildi…

* Olimpiyat köyündeki seyyar satıcıdan midye yiyen Japon sumo güreşçisi
Oka Hirro, 300$ istenmesi üzerine “ben sadece 91 tane midye yedim,bu hesap çok fazla” diyerek ortalığı birbirine kattı…Midyeci ve yedi arkadaşının
üzerine oturan sumocu,vinç kullanılarak kaldırıldı…Midyecinin daha sonra
olay yerine çağırdığı bin kadar akrabası Oka hirroyu linç etmek
istedi,facia olimpiyat jandarması tarafından önlendi!

* Bayrakların yanlış olduğunu iddia eden Cibuti Olimpiyat kafilesi,
oyunlardan çekilme tehdidinde bulundu… Kafile başkanı Aberre haiwudu,
Reha Muhtar tarafından canlı yayında ikna edildi!..

* Bu olimpiyatlarda ilk kez denenen deve güresi, Japon kale maç, üç adet
bozuk parayla elden kale yapıp gol atmaca ve surata lazer point tutma
dallarında başka ülke katılmadığı için Türkiye altın gümüş ve bronz
madalyaları aldı.

* Bayanlar maraton dalında sporcuların yanlarında koşan, ilaçlı meşrubat
ikram etmeye çalışan, ambulans süsü verilmiş minibüsle maratonda fenalaşan
bayan atletleri kaçırmaya yeltenen 6 kişilik bir çete yakalandı.

* Olimpiyat köyü içindeki minik caminin mahyasına “Yasasın olimpiyat”
yazdırılması din adamlarını birbirine düşürdü… Bir kısım uzman “spor
cana can katar, toksin ve mikrobu atar, bu slogan caizdir” derken karşı
görüşte olanlar “Hıristiyan icadının reklamını yaptırmayız, olimpiyat iyi
bi şey olsaydı 4 yılda değil, her yıl, her an yapılırdı” seklinde
konuştular.

* Yasadışi olarak düzenlenen olimpik toto oyununda bahis miktarlarının
yükselmesi üzerine,macar 4×100 ekibinin yariştan çekilmesi için mafya
devreye alındı…Ekibin ısrar etmesi üzerine, 4 atletten biri kaçırıldı. Macar ekibi yarişin ancak ilk 300 metresine katılabildi…

* Yüzmede 200 metre kelebek dalında yapılan yarış sırasında havuza atlayan
iki temizlik görevlisi hakkında soruşturma acildi….Görevlilerden Yaşar
Optikoğlu “ne vaa bunda? bi zararımız olmadı ki insancıklara,azicik
çimiveedik…gosgoca havuzun nesini paylaşamıyonuz?..bu memleket bizim
deel mi gizannem” şeklinde bir savunma yaptı…

* TEM otoyolunda yapılan bisiklet yarişlari yolun bozukluğu yüzünden
zincirleme kazayla sonuçlandı…Sözde ilk yardim ekipleri tarafından
bisikletlerin 42 tanesi çalındı.

* 2008 İstanbul Olimpiyatları görkemli bir kapanışla planlanandan 8 gün
önce sona erdi…Türkiye 2012 olimpiyatlarına da talip olduğunu
açıkladı… Yaklaşık 250 ülkede sporun yasaklandığı öğrenildi.

Evliliğin Evrimi

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

1. yıl:

Koca şöyle der:

“Oooo sevgilim, böyle kesik kesik öksürmen beni endişelendiriyor. Bilmiyor musun artık her yerden her türlü mikrobu kapabiliyoruz.. İşimizi şansa bırakamayız Şimdi doğruca hastaneye gidiyoruz. Seni bir görmelerini istiyorum. Sanırım birkaç gün orda dinlenmen gerekecek. Biliyorum hastane yemekleri kötü ,o yüzden sana sevdiğin ev yemeklerinden getiricem. Başhemşireyle bu konuyu ayarlamıştım bile.

2. yıl:

“Bak tatlım, bu öksürükler iyiye işaret diil. Aile doktorumuzu aradım bugün bir ara uğrayıp sana bir bakıcak. Şimdi neden gidip yatmıyorsun? Senin dinlenmen lazım.”

3. yıl:

“Hayatım bırak şimdi yemek yapmayı da git yat. Ben sana yiyecek bir şeyler hazırlarım. Hey evde hazır çorba var mı?”

4. yıl:

“Bu hasta halinle kendini yormanı istemiyorum. Bulaşıkları bitirip çocukları da yıkayıp yatırdıktan sonra lütfen sen de yat dinlen…”

5. yıl:

“Madem hastasın niye bir aspirin almıyorsun?”

6. yıl:

“Orda köpek gibi hırlaycağına git banyoda gargara yap, bişey yap boğazını temizle..!”

7.yıl:

“Allah askına bu öksürükler ne zaman biticek? Etrafa saçtığın mikrop da cabası. Beni de mi hasta etmeye çalışıyorsun sen..!!!”

Osmanlıda İnternet

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

* gorev cubugu: degnek ul vazife
* cift tiklama: tikirti ul tekerrur
* administrator: sahip-ul edevat

* software: edevat ul yumusak`
* hard disk:edevat ul civanmert
* anti spyware : mudafa ul hafiye
* mouse: zindik faresi
* klavye: taht ul hurufat
* power supply: kuvvet macunu

* my documents - hazine i evrak
* internet: allame-i ulul arz
* google:kasif-ul ali
* google earth:seyr ul arz, kasif ul arz
* denetim masasi: sehpa-i saltanat
* cd- rom - pervane ul hafiza
* ekran: perde ul temasa
* kasa: kaide
* enter: duhul
* virus: deyyus
* antivirus - akinci
* msn : elci
* hacker: deyyus-ul-ekber
* hata raporu: malumat-ul kabahat
* mail server: divan-ul mektubat
* messenger: havadisci
* chat : muhabbet ul zabi
* ctrl alt del : has timar zeamet

Felsefi Yaklaşım

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

KLASİK TEPKİ: “Sıraya geç kardeşim”
NEOKLASİK TEPKİ: “Şeker kardeşim sıraya geçiver”
REALİST TEPKİ: “Sıra var”
SURREALİST TEPKİ: “Sallandıracaksın bunlardan ikisini Kızılay’da bak bir daha yapabiliyorlar mı?”
ROMANTİK TEPKİ: “Beyefendi galiba sırayı görmediniz”

NATURALİST TEPKİ: “Sırana geç”

MODERN TEPKİ: “Efendim insanımız eğitimsiz. Halbuki Avrupa da”

POST-MODERN: “Sırana geç lan ayı!”

UZLASIMCI: “Acelesi olmasa öne geçmezdi; üzmeyin garibi”

DEVRİMCİ: “Alt yapı sorunları çözülmeden halkımız sıraya geçmez. Devrim olunca herkes hizaya gelecek”

KADERCİ: “iki dakika fazla beklesek kıyamet mi kopar? Kısmetse hepimizin işi görülür”

FELSEFECİ (septik-kuşkucu): “Ön ve arka kavramları görecelidir.O tarafın ön taraf olduğuna kim karar verdi? Öne geçtiğini zanneden, aslında arkaya geçmiş olabilir”

KANT’CI: “Efendim algılanmayan şeyler yok demektir. Bakmayın o tarafa, adam yok olur”

KOTÜMSER VAROLUŞCU: “Herkes bir gün ölecek. Onurlu bir şekilde bekleyin. Bir gün o adamda ölecek”

İYİMSER VAROLUŞCU: “Sıkmayın canınızı,su anın tadını çıkarmaya çalışın. Bakın ne güzel hayattasınız ve birileri önünüze geçebiliyor”

HUMANİST: “İnsanlık bir bütündür. Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için. Dolayısıyla birimiz öne geçince,aslında hepimiz öne geçmiş oluyoruz.”

Popüler Yalanlar

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

Ben zaten anlamıştım.
Önemli olan ruh güzelliği canım.
Senden başka kimseyi sevmedim.
Aaaa.Hoşgeldin.Ben de şimdi sana geliyordum.
Abi İş Yarın tamam.
Öğle tatili yapmıyoruz.
Şimdi ben de seni arayacaktım.

Orijinal yedek parçası.
Telefon şehirler arasına kapalı abi be.
Burada torpil geçmez kardeşim.
Valla girilmez levhasını görmedim memur bey.
Yemeğe kalsaydınız.
Çok üzüldüm.
Her bedene uyar abla.
Davetliydik ama gitmedik.
Kızımızı ne doktorlar ne mühendisler istedi…
Herkese eşit zam yapıldı.
Hatırası var.
Sen her şeyin en iyisine layıksın.
Biz sadece arkadaşız.
O benim ağabeyim gibiydi.
Ben zaten böyle olacağını biliyordum.
Emrin olur.
Arkasından değil, burada olsun yüzüne de söylerim.
Bilsem söylemez miyim???
Ayıp ettin valla kimseye söylemem.
Kolay gelsin herkese.
Aradım valla yoktun…
Kusura bakma güzelim, bizde de hiç bozuk kalmadı.
Yolda lastik patladı.
Çok kolay bir ders. Ben hep 100 alırdım.
Baba, bu dönem kitaplar çok tuttu.
Yedi göbekten İstanbulluyuz.
Üç saatte Ankara’ya indik.
Çok yakın ahbabım olur.
Elimizde büyüdü.
Orada durumunu toparlamış. Paraya para demiyormuş.
Paranın ne önemi var mühim olan insanlık.
Abi sen kapat, ben hemen arıyorum.
Çocuğu gönderdim bile, birazdan sende.
İmkansız, daha ucuza bulamazsınız.
Şimdi seni düşünüyordum.
Makine bozuk. (Resmi daire fotokopicisi)
Giyince açılır, merak etmeyin.
Seni sevdiğim için yapıyorum bunları.
Kapatmam lazım, ocakta yemek var.
En doğru, en hızlı, en detaylı haberler için bizi izleyin.
Biz demokrasinin bekçisiyiz.
Saat durmuş, çalmadı.
Yok canım, benim değil, arkadaşlar unutmuş.
Biz de şimdi içeri girdik.
Biz de tam kapıdaydık.
Aaa, sana en az beş e-posta gönderdim, almadın mı?
Sürekli arıyorum, düşmüyor.
Karım çok hasta, acil servise yetiştirmem lazım.
Oo hooo…çoktaaaan.
En geç haftaya hepsini öderim.
Arayacaktım ama işler çok yoğun, kafamı kaldıramıyorum.
Abi ikinci köprüde bir basmışım, kadran 225.
Bir tanesi sorun çıkarsın, hepsini geri getir.
Benim köylüm, benim çiftçim, benim memurum.
Abla tabaklar tamamıyla ithal malıdır, kırılmaz.
Kurtarmıyor abla, bak inan zararına satıyorum.
Müşteri: Garson bey kadayıf taze mi? Garson: Tabii beyefendi, daha bu sabah çıktı.
Elimde kalmamış beyefendi, siz girmeden biraz önce son parçayı sattım.
Çok yakışmış…
Telefon kapalı değildi… Demek çekmemiş. Hay Allah!!!
Aslında sorular çok kolaydı.
Ben mi onu seviyormuşum. Daha neler gıcık oluyorum ben ona ya…
Ders çalışıyorum…
Canım bilerek olmadı ya..
Ben ders çalışsam ooohoo…

Fil Avı

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

MATEMATİKÇİLER
Matematikçiler fil avlamak için Afrika’ya giderler; fil olmayan her şeyi dışarı atıp geri ne kalırsa, onu avlarlar.

DENEYİMLİ MATEMATİKÇİLER
Bir önceki adımdaki işlemi yapmadan önce, en az bir filin bulunduğunu ispat ederler.

MATEMATİK PROFESÖRLERİ
En az bir filin bulunduğunu ispat ederler; ve onun bulunup yakalanma işini yüksek lisans öğrencilerine ödev olarak verirler.

BİLGİSAYAR MÜHENDİSLERİ
1. Afrika’ya git.
2. Ümit Burnundan başla
3. Düzenli bir şekilde tüm kıtayı doğudan batıya tarayarak kuzeye doğru ilerle.
4. Her tarama adımında; 4a. Görülen tüm hayvanları yakala 4b. Her yakalanan hayvanı bilinen bir fille karşılaştır. 4c. Bulunca dur.

DENEYİMLİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLERİ
Yukarıdaki algoritmanın durmasını garantilemek için Kahire civarına önceden bir fil yerleştirirler.

ASSEMBLY DİLİ PROGRAMCILARI
Bu algoritmayı, ellerinin ve dizlerinin üzerinde emekleyerek izlemeyi tercih ederler.

DONANIM MÜHENDİSLERİ
Afrika’ya gidip, rengi gri olan hayvanları rast gele yakalamaya başlarlar. Ağırlığı, daha önceden bilinen bir filinkinden yüzde on beş fazla veya az bir hayvana rastlayınca dururlar.

EKONOMİSTLER
Bu meslek grubundakiler fil avlamazlar; ancak yeterli ücret ödendiği takdirde, fillerin kendi kendilerini avlayacağını düşünürler.

İSTATİSTİKÇİLER
Peş peşe N kez rastladıkları hayvana “FİL” adını verip, onu avlarlar.

MÜŞAVİRLER
Fil avlamazlar. Aslında hiç bir şey avlamazlar; Ama, fil avlamak isteyen insanlara saat ücreti karşılığında tavsiyede bulunurlar.

YÖNEYLEM ARAŞTIRMACILAR
Avcının şapkasının büyüklüğü ile kullanılan mermilerin renginin fil avlama stratejileri üzerindeki etkisini araştırırlar. Tek istedikleri, birilerinin kendilerine “fil” adı verilen nesneyi tanımlamasıdır.

POLİTİKACILAR
Fİl avlamazlar; sadece sizin avladığınız fili kendi seçmenleriyle paylaşırlar.

AVUKATLAR
Fil avlamazlar. Sadece fil sürüsünü izleyerek, sürünün ardında bıraktığı gübrenin mülkiyetinin kime ait olduğunu tartışırlar.

ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER
Geniş kapsamlı “fil avlama” stratejileri oluştururlar; ancak bu çalışmaları sırasında fillerin; tarla farelerine benzeyen, sadece sesleri biraz daha kalın olan yaratıklar olduğunu kabul ederler.

KALİTE KONTROL DENETÇİLERİ
Fillerle ilgilenmeyip, avcıların jipe eşyalarını yüklerken yaptıkları hatalarla uğraşırlar.

SATIŞ TEMSİLCİLERİ
Fil avlamazlar. Tüm zamanlarını yakalamadıkları filleri satmaya çalışarak ve sezon açılmadan 2 gün önce malı teslim edeceklerini iddia ederek geçirirler..

BİLGİSAYAR YAZILIMI SATICILARI
Yakaladıkları ilk hayvanı sevk edip, “fil” faturası keserler.

BİLGİSAYAR DONANIMI SATICILARI
Tavşan yakalayıp; bunları griye boyayıp “Masa Üstü Fil” diye satarlar.

Reha Muhtar Klasikleri

Haziran 27th, 2008 - by Soulfly

Bir yüzücü 350 tonluk bir gemiyi çekmiştir. Muhtar sorar:
- Nasıl çekiyorsunuz gemiyi?
- İnanç meselesi. İçinizde bunu hissetmeniz gerekir.
- Neyi hissetmem gerekir? Gemiyi mi?

Muhtar bazen anlamakta zorlanır:
-Doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi, küçükken de gözleriniz görmüyor muydu onu soruyorum?

Dağcılar donmak üzereyken kurtarılmıştır ve Muhtar oldukça kısa ama bütün merak ettiklerimiz soruların cevabı niteliğinde bir soru sorar:
-Soğuk muydu?

İtalya muhabiri Muhtar’a bildiriyor:
- İtalyanlar Fatih Terim’e kurtarıcı anlamında ‘Salvatore’ diyorlar…
- Yani O’na kurtarıcı diyorlar, öyle mi?
- Evet. ‘Salvatore’ diyorlar…
..Ve Muhtar, her zaman anlama zorluğu çeken biz izleyicilere olayı açıklar:
- Gördüğünüz gibi sayın seyirciler… İtalyanlar Fatih Terim’e kurtarıcı anlamında ‘Matador’ diyorlar…

Muhtar cenaze haberi verir:
-Salı günü kılınacak cuma namazından sonra defnedilecek cenaze…

Adam karısını boğarak öldürmüştür. Muhtar’ın ilk sözü:
- Efenim başınız sağ olsun…

Alparslan Türkeş’in cenaze töreni. Muhtar anlatır:
- Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı…

Kadın bıçaklanmıştır. Muhtar canlı yayında gerçeklerin peşindedir:
-Sizi öldürebildi mi efenim?

Mahkumlar tünel kazarak kaçar.. Muhtar sorar :
- Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar?

Bir okul müdürü cinsel tacizle suçlanır…
- Sen benim sözümü bile kestiğine göre kim bilir daha neler yapmışsındır.

Harika Avcı kürtaj yaptırmıştır.
- Peki, bebek şimdi nerede?

Reha Muhtar, canlı yayında Hamdi Bey’le konuşuyor.
- Sayın Hamdi Bey iyi aksamlar efendim. Sizin adınız Hamdi midir, efendim?
- Evet Hamdi, Reha Bey..
- Hamdi diyorsun.
- Hamdi diyorum çünkü nüfus kağıdımda öyle yazıyor.
- Ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim. Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir?
- Hamdi.
- Yani sahte olmayan isminiz Hamdi diyorsunuz. Peki sahte olan isminiz hangisi?
- Benim sahte olan bir ismim yok!
- Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz. Demek ki bir de sahte isminiz var. Size Yeşil diyorlar efendim. Siz Yeşil misiniz?
- Hayır Yeşil değilim.
- Öyleyse size niye Yeşil diyorlar?
- Bana Yeşil demiyorlar. Hamdi diyorlar.
- Yani inkar ediyorsunuz. Sükut ikrardan gelir Hamdi.
- Ben sükut etmiyorum, konuşuyorum ve Yeşil değilim diyorum.
- Yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz. Bakıyorum şimdi de kızarıyorsun. Niye sarardın Hamdi?
- Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf görünüyorsunuz?
- Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen!
- Geçmiş olsun, Hamdi Bey. Size acil şifalar diliyorum.

İyi Günler Türkiye, her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa…